1 Åžubat 2021

Psikolojide Kumarbaz Yanılgısı

Kumarbaz Yanılgısı

Sevgili Abby: Kocam ve ben kısa bir süre önce sekizinci çocuÄŸumuzu kucağımıza aldık. Bir kızımız daha oldu. Hayallerimin tamamen yıkıldığım söylemeliyim. Elbet kızımız saÄŸlıklı olduÄŸu için Tanrı’ya şükretmeliyim ama artık bu seferki oÄŸlan olmalıydı. Doktor bile, ortalama ÅŸansın 1′ e 100 bizden yana olduÄŸunu söylemiÅŸti. (Abigail Van Buren’in United Press Syndicate’teki Sevgili Abby köşesinden.)

Romalı filozof Çiçero’dan Rönesans’a ve oradan da günümüze, rahipler, matematikçiler ve bilim insanları kendilerini olasılık yasalarını anlamaya adamışlardır. Ne var ki, çoÄŸu insan için ÅŸans, risk ve olasılıklar konusu halen gizemli bir ÅŸekilde bulanıktır. ÖrneÄŸin, Sevgili Abby’deki “mutsuz kadın”a l’e 100 olasılıkla oÄŸlu olacağını söyleyen doktoru ele alalım. Gerçekte, doÄŸumdan önce, yalnızca iki olası sonuç vardır: kız ya da oÄŸlan bebek. Dolayısıyla, oÄŸlan doÄŸurma ÅŸansı l’e 100 deÄŸil l’e 1 idi. Peki, doktor nasıl bu kadar yanılabilmiÅŸti? Bu yanıltıcı derecede basit sorunun yanıtı bize insanların düşünme biçimleriyle ilgili pek çok ÅŸey söylemektedir.

Yanılgı üzerine kurulu kent

Doktor hastasının şimdiye kadar tam yedi kız çocuğu olduğunu düşünerek oğlan doğurma şansının yüksek olduğuna inanıyordu. Gelen son yedi sayı siyah olduğu için kırmızıya oynayan rulet oyuncuları da aynı mantıkla hareket eder. Sorun, rulet çemberinin belleği olmamasındadır; her tur bir öncekinden bağımsızdır. Kaç kez siyah gelmiş olursa olsun, kırmızı gelme olasılığı aynıdır. Aynı şekilde, oğul sahibi olma olasılığı da, daha önceki doğumlardan tamamen bağımsızdır. Bunu kavrayamama haline kumarbaz yamlgısı adı verilir. Muhtemelen ünlü kumarhane kentinin zenginliğine büyük katkısından ötürü, Monte Carlo yanılgısı olarak da anılır

Kumarbaz yanılgısı, insanların karmaşık yargılara nasıl vardıklarına dair bir bakış sunduğundan psikologlar için önemlidir.

Temsil kısayolu

Pek çok yargıda bilgi iÅŸleme kapasitemizi aÅŸan biliÅŸsel talepler rol oynar. Bu durumda, kısayollar -hızla ve etkili ÅŸekilde yargıda bulunmamızı saÄŸlayan zihinsel kestirmeler- dediÄŸimiz stratejilere güvenerek iÅŸin içinden çıkmaya çalışırız. Bu pratik kurallar sezgilere benzer, sorunları ta ilk ilkelerinden itibaren ele almak için duraklamadan çalışabilmemizi saÄŸlar. Buradaki sorunsa, bu kısayolların genellikle iÅŸe yaraması, öte yandan bizi yanlışa da sürükleyebilmesidir. Bunun bir örneÄŸi, temsil kısayolu ya da en basit ÅŸekliyle, bir olayın gerçekleÅŸme olasılığını deneyimimizi ne kadar “temsil ettiÄŸine” göre saptamamızdır. Temsil kısayolu genelde bizi iyi kararlara götürse de, bu her zaman doÄŸru olmayabilir.

Ä°lginizi Çekebilir:   Stres seksi etkiler mi?

Örneğin, aşağıdaki probleme bakalım:

Bir kentteki tüm altı çocuklu ailelerle görüşüldü. Yetmiş iki ailede erkek ve kız çocukların doğum sırası KOKOOK (K= kız, O= oğlan) idi. Sizce görüşülmüş aileler içinde çocuklarının doğum sırası OKOOOO olanların sayısı kaçtır?

Her doÄŸum bağımsız bir olay olduÄŸundan, bu iki doÄŸum sırasının gerçekleÅŸme olasılığı tamamen aynıdır (tüm diÄŸer doÄŸum sıraları gibi). Yine de, Nobel Adayı Daniel Kahneman ve arkadaşı Amos T versky, bu soruyu üniversite eÄŸitimi almış insanlara sorduklarında, bu insanların %80’inden fazlası ikinci doÄŸum sırasının ilkinin ancak yarı olasılığında gerçekleÅŸeceÄŸine inanmıştır. Åžu ÅŸekilde akıl yürütmüşlerdir: Ä°lk dizide 3 erkek ve 3 kız vardır; bu da, nüfus genelini ikinci doÄŸum sırasındaki 1 ‘e 5’1ik orandan daha iyi temsil eden bir orandır. llk doÄŸum sırasının daha “geneli temsil eder” nitelikte olduÄŸu düşünülerek, daha olası olduÄŸuna karar verilmiÅŸtir. “Hayalleri yıkılmış” kadının doktoru için de, art arda yedi kız çocuÄŸu, kız ve erkek çocukların nüfustaki 50:50’lik dağılımını temsil etmiyordu. Bu nedenle, doktor gelen bebeÄŸin oÄŸlan olarak dengeyi düzelteceÄŸini tahmin etmiÅŸti.Kumardan fazlası Temsil edilebilirlik çok zorlayıcı bir yöntemdir; saÄŸlık konusunda panik yarattığı bile olur.

ÖrneÄŸin, zaman zaman, belli iÅŸyerleri, okul ya da hastanelerde “normal” sayının üzerinde kanser vakası yaÅŸandığı gözlenir. Bunlara kanser kümeleri denir. Bu durumda genel tepki, çevresel bir neden aramaktır: örneÄŸin, yüksek gerilim hatları ya da hava kalitesi ya da baz istasyonları. Kamu baskısı nedeniyle, saÄŸlık yetkilileri kısıtlı kaynaklarını bu nedeni bulmaya adar. Ancak, nadiren bir nedene ulaşırlar, zira öncelikle gözlem kusurludur. Kanser vakalarının her binada ve her iÅŸyerinde nüfus geneliyle aynı dağılımı sergilemesini beklemek, her ailede aynı sayıda erkek ve kız çocuk olmasını ya da rulette her turda aynı sayıda kırmızı ve siyah gelmesini beklemekle aynı ÅŸeydir. Rastgele olaylar kümeler oluÅŸturabilir ve oluÅŸturur. Bunu anlayamamak, gereksiz paniÄŸe ve hayali sorunlar yerine gerçek sorunlara harcanması iyi olacak deÄŸerli kaynakların heba edilmesine yol açar.

Ä°lginizi Çekebilir:   Neden filmlerdeki gibi aşık olamıyoruz ?

Riski anlamak

Davranışsa! ekonomistler, yoksulların istatistiksel yaklaşımla düşünme konusunda nasıl olduklarını göstermiştir: Genellikle sayılardan anlamazlar.

Åžu örneÄŸe bir bakalım: “Fred’i tanıyanlar, onun sakin, içe dönük, çalışkan biri olduÄŸunu söylerler. Ayrıntılara önem veren, ne fazla iddialı ne de giriÅŸken biri.” Sizce, ondan bir kütüphaneci mi, yoksa satıcı mı olur? Yanıtınız için nesine iddiaya girersiniz? Demek, “fazla zeka gerektirmeyen bir iÅŸ”, yani eÅŸittir tam bir kütüphane memuru. Ama durun bir dakika: Bu ülkede kaç kütüphaneci, kaç satıcı var? Kütüphanecilerden en az 100 kat fazla, satış iÅŸinde çalışan insan olmalı. Ãœstelik ne sattıklarına göre de aralarında büyük farklılıklar vardır. Fred de, pekala, araÅŸtırma yapan bilim insanlarına çok özel, teknik ekipmanlar satıyor olabilir. Bu duruma, “temel oranı göz ardı etmek”, yani herhangi bir durumdaki tüm olasılıkları bilmek denir.

Elinizdeki olasılıkları bilmek

Piyangoyu kazanma olasılığınız nedir? Yıldırım tarafından çarpılma, zehirli bir yılan tarafından ısırılma ya da uçak kazası geçirme olasılığınızdan daha azdır. İnsanlar, 30 yıl önce çekilmiş Jaws filmi yüzünden, asla köpekbalığı görülmeyen sularda halen köpekbalığından korkarlar. Sigorta yaptırmak konusunda da aynısı söylenebilir. Kendinizi uçak kazasına mı, yoksa hırsızlığa karşı mı sigortalatırdınız? Elbette ikincisine, çünkü daha sık rastlanır. Şükür ki, ilki çok nadir görülüyor.

Bu temel oran konusundan çok farklı olarak, bir de, istatistiksel hatalara yol açan ÅŸu ünlü “büyüklük yanlılığı” var. Ä°nsanlar küçük sayılara gösterdikleri dikkatten fazlasını büyük sayılara gösterirler. Sayılara karşı duyarsızlık en bariz olarak, insanların kendi paraları hakkında düşünme ve yine kendi paralarını kullanma biçimlerinde görülür. Gary Belsky ve Thomas Gilovich -davranışsal ekonomi üzerine 1999 tarihli Why Smart People Make Big Money Mistakes [Akıllı Ä°nsanlar Neden Para Konusunda Büyük Hatalar Yapar?] adlı kitabın yazarları- kötü istatistiksel akıl yürütmelerden kurtulmak için bazı yararlı önerilerde bulunmuÅŸlardır:

Ä°lginizi Çekebilir:   Lüks Psikolojisi: Ä°nsanlar neden pahalı ÅŸeyler satın alıyor?

l. Kısa dönemli başarılardan etkilenmeyin: Daima uzun dönemli eğilimlere bakın.

  1. Ortalama düzeyde oynayın; çünkü şans yatırımlarda büyük rol oynar ve kısa dönemli şans etmenleri tarafından baştan çıkarılmak kolaydır.
  2. Zamanın sizden yana olduğu zamanı bilin: Erken başlayın, enflasyonun gücünü hafife almayın.
  3. Temel oranlara karşı dikkatli olun ve bunları bilin.
  4. Küçük puntolu yazıları mutlaka okuyun. Çünkü iri puntolu yazıların verdiğini, küçük puntolular geri alır.

Bir cevap yazın