30 Ocak 2020

Kimse sabit bir cinsel istek seviyesiyle doÄŸmaz.

Cinsel istek ve isteksizlik üzerine asırlardır üretilen, genellikle bilim dışı söylem ve çözüm önerilerinin aksine, son 15 yıldır çoğunluğu kadın olan bir avuç araştırmacı çığır açan öneriler sunuyor bizlere. Bilgiye erişim politiktir; bilgi oracıkta duruyor olsa da, bazen erişimimiz engellenebilir. Cinsellik de politiktir; stratejik olarak hakkındaki bilgiler saklanan, kişisel olmasına rağmen aileden mahalleye, devletten kurumlara herkesin musallat olduğu bir alandır.

Haliyle, cinsel istek ve özellikle kadınların cinsel isteği herkesin merceği altında incelenir, patolojileştirilir, eleştirilir ve hatta cezalandırılır. Çok isteyene cadı, namussuz, yollu, az isteyene frijit, vatan haini (tarihte söz konusu millet için çocuk doğuramayan, yani cinsel birliktelik istemeyen kadınlara zamanında yakıştırılan unvanlardan biri de bu olmuştur), orta karar isteyene sıkıcı, banal, rutin…

Çok, az, orta. Kime göre, neye göre? Var mıdır cinsel isteğin bir normali, ortalaması, olması gerekeni?

Kimse sabit bir cinsel istek seviyesiyle doğmaz. Kadınların yüzde 40’a varan bir bölümü hayatlarının bir noktasında cinsel isteklerinde azalma ya da isteksizlik deneyimler.

Herhangi bir yaşta herhangi bir kadında cinsel isteksizlik görülebilir. Cinsel isteksizliğin gençleri etkilemediği, sadece menopozda ya da belli bir yaşın üstündeki kadınları etkilediği ise yine popüler kültür, Hollywood ve toplumsal algının oluşturduğu mitlerdendir. Bazı araştırmalar, 30 yaş altı kadınların 40 yaş üstü kadınlardan daha fazla cinsel isteksizlik deneyimlediğine işaret ediyor.

Cinsel isteksizlik ruh sağlığı uzmanlarının birtakım ölçümlemeler (görüşme, değerlendirme vs.) ile belirleyeceği bir durumdur, ama herkesin ağzına sakız olmuştur gerek libido tartışmaları, gerek kadınlık çekişmelerinde. Genel anlamıyla cinsel isteksizlik sekse ilginin azalması, cinsel düşüncelerin yokluğu, seksten kaçınmak, seks esnasındaki hazzın azalması, eskiden uyaran şeylerin artık işe yaramaması ve uyarılmama şeklinde deneyimlenebilir.

Ä°lginizi Çekebilir:   Depresyonunuz Varsa Yemeniz Gereken 5 SaÄŸlıklı Gıda

Cinsel isteksizliğe sebep verebilen birçok faktör olsa da, yine güncel araştırmaların işaret ettiği en temel sebep strestir. Cinsel isteksizlik kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülse de, erkeklerde de azımsanmayacak bir oranda görülür.

Yeni yıla başlarken bu konuda çok umut vadeden bir eğitim kampanyasından bahsedeceğim: Kanada’da University of British Columbia’da yapılan mindfulness ve cinsel istek araştırma sonuçlarını yaygınlaştırma kampanyası. Amacı, kadınlarda cinsel isteksizlikle ilgili kanıta dayalı bilgi paylaşarak, kadınlar, partnerleri, sağlık çalışanları ve medyayla diyalog başlatılıp sürdürülmesine destek olmak.

Güncel araştırmaların cinsel isteksizliğe en etkili çözümlerden biri olarak işaret ettiği mindfulness’ı çok kısaca anda olmak ve bilinçli farkındalık olarak tanımlayabiliriz. Kişinin dikkatini şimdi ve buraya vermesi, beden ve nefes durumlarına odaklanması… Son 15 yıldır cinsel isteksizlik ve mindfulness hakkında yapılan araştırmaların sonucu, mindfulness pratiklerinin kadınların daha az yargılayıcı olmalarını sağladığını, cinsel aktivite esnasında daha çok anda kalabilmelerine yardımcı olduğunu ve böylece cinsel isteği ve uyarılmayı artırdığını gösteriyor.

Kadın cinselliği ve cinsel isteğe iyi geleceği iddia edilen ve bilimsel yöntemlerle desteklenmeyen çözümlerin birer sektör oluşturduğu dünyamızda biraz olsun umut olması dileğimle… Herkese mutlu, haz dolu bir yıl dilerim.

RAYKA KUMRU Seksolog, danışman ve cinsellik eğitmeni.

Bir cevap yazın