Kadınların empatik becerileri erkeklere göre daha geliÅŸmiÅŸtir. Ä°letiÅŸimde mimiklere dikkat etmek, bazı canlı türlerinde, özellikle insanlarda ilginç özellikler ortaya çıkarıyor. ÖrneÄŸin, yapılan araÅŸtırmalar genelde kadınlarda empatik becerinin erkeklere oranla daha yüksek olduÄŸunu gösteriyor. Kadınların empatik becerilerinin erkeklerin empatik becerisinden daha yüksek olması, “kadın duyarlılığı” kavramıyla açıklanabilir.
Kadınlar neden daha duyarlı
İyi de kadınlar niçin daha duyarlı? Niçin erkeklere oranla daha iyi empati kurabiliyorlar? Kadınların erkeklere oranla daha iyi empati kurmalarının çeşitli nedenleri bulunabilir.
Bir görüşe göre bu nedenlerden bir tanesi şu: Bazı canlı gruplarında statüsü düşük olanlar saldırganlığa uğramamak için yüksek statülülerin, örneğin liderin davranışlarını sürekli gözlerler. Benzer şekilde insanlarda da nice toplumda aile ortamlarında erkeğin statüsü kadınınkinden üstün olmuştur.
Kadın, erkeğin gözüne bakmak, onun sinirli olup olmadığını anlayıp kendini ona göre ayarlamak zorundadır. Aksi halde, sözel ya da fiziksel saldırıya uğrayabilir. Erkeğin şu andaki davranışlarına bakıp az sonraki davranışlarını tahmin etmek zorunda olan kadın, giderek onun yüz ifadelerine, vücut diline daha duyarlı olmuştur. Bu durum da kadının empatik becerisinin gelişmesine yol açmıştır. Çevremizde vardı, maalesef hâlâ var: Erkek akşam eve geldiğinde karısı kaygılı bir şekilde onun yüzüne bakar. Kocasının sinirli olup olmadığını, diğer bir ifadeyle eşref saatinin yerinde olup olmadığını anlamaya çalışır.
EÄŸer evin beyi sinirliyse hemen çocuklarını uyarır, “Babanız sinirli, aman ortalarda dolaÅŸmayın” dermiÅŸ. Küçük ÅŸeylerin toplamı, doÄŸada olsun, toplumda olsun daima büyük yekûnlar doÄŸuruyor galiba. Yüzyıllar boyunca, onbinlerce kadın, gökyüzünde karabulut gözleyen çiftçiler gibi, kocalarının yüzünde bir kararma, bir öfke belirtisi gözleye gözleye, duyarlı hale gelmiÅŸ, empatik becerilerini geliÅŸtirmiÅŸ olabilirler. Erkeklerin büyük çoÄŸunluÄŸunda, “ya karım kızarsa” korkusu bulunmadığı için böylesine bir duyarlılık geliÅŸmemiÅŸ olabilir.
Üstün Dökmen hocamızın diğer yazılarını buradan veya buradan okuyabilirsiniz.
