
Fark Yaratmak
Bir psikiyatrist ve sinirbilimci olan Rachel Yehuda şöyle demiş: “DNA’nızı değiştiremezsiniz ancak DNA’nızın işleyiş biçimini değiştirebilirsiniz bu bir anlamda aynı şeydir.”
İnsan beyni yoğun stres, korku, kaygı yani travma yaşadığı zamanlarda tüm pencerelerinden ve kapılarından içeri su taşmış bir hal alır. O anda evden kaçmaktan başka şansı yoktur. Travmalar bu yüzden sözel ifadeden uzaktır. Onları hatırlama şeklimiz daha çok bir görüntünün gözümüzün önüne gelmesi, bedenimizde oluşan bir his ve birden oluşan duygular şeklindedir. Bu imgelerin, bedensel hislerin ve duyguların neden ve nasıl oluştuğunu anlamamız için travmamızı ifade etmemiz gerekir.
Zihnimiz imgeleme yoluyla hızlı iyileşme gücüne sahiptir. Sıkıştığımız anı ifade ederken onu iyileştirebilmek için rahatlamamızı sağlayacak yöntemler yaratabiliriz. Zihnimizde canlandırdığımız görüntüler bu yüzden çok önemlidir çünkü gözlerimizi kapatıp canlandırdığımız imgeler birincil görme korteksimizi aktive eder. Yani beyin bu imgeyi gerçekten görüyormuşçasına etkilenir.
İmgelemenin en güzel yollarından biri meditasyondur. Sadece nefesimize odaklanarak zihnimizde olumlu resimler oluşturmak beyni bu deneyim gerçekmişçesine aktive eder. Bu yapay bir deneyim oluşturmasına rağmen o kadar güçlüdür ki genlerimize nüfuz eder. Bu yüzden meditasyon yapan kişilerin stresli anları atlatmalarının daha hızlı olduğu görülür.
Farkında mısınız? Aslında beynimizi ve işleyişini şekillendirecek güce sahibiz. İnsanoğlu deprem, hastalık, yoksulluk birçok felaket yaşayabiliyor fakat yaşadığı travmaları hızlıca iyileştirme gücüne sahip. Bu ister meditasyon yapma, ister üzerine konuşma, ister spor yapma ya da başka bir şey… Biz yeter ki doğru iyileştirme yollarını bulup uygulayalım.