15 Åžubat 2021

Bilime göre aşık olduğunuzu nasıl anlarsınız?

“AÅŸk nedir?” sorusuna yanıt veren uzmanlar, aÅŸkın tek bir karakteri olmadığını söylüyor. Ancak Missouri Ãœniversitesi’nden davranışsal sinirbilimci Dr. Sandra Langeslag, her ÅŸeyin beyinde baÅŸladığını belirtiyor:

Pek çok bilim insanı farklı aşk türleri olduğu konusunda hemfikirdir. Ancak çoğumuz indirgemeciyiz, beyne odaklanırız. Bu, içinde bulunduğunuz çevrenin veya koşulların rolü olmadığı anlamına gelmez. Ama her şey beyinde başlar.

BBC’nin bilim dergisi Science Focus’a konuÅŸan psikologlar ve sinirbilimciler, aşık olan kiÅŸilerin vücudunda ve özellikle beyninde hangi biyolojik süreçlerin yaÅŸandığını anlattı.

Buna göre pek çok bilim insanı aÅŸkı biyolojik antropolog Dr. Helen Fisher’ın ortaya koyduÄŸu çerçevede ele alıyor. Bu çerçevede aÅŸkın üç biçiminin birlikte “romantik aÅŸk”ı oluÅŸturduÄŸu ifade ediliyor.

Fisher’a göre bunlardan ilki ÅŸehvet. Bu süreç, östrojen ve testosteron gibi cinsiyet hormonları tarafından idare ediliyor ve hemen ardından “çekim” geliyor. “Vurulma” diye isimlendirilen bu çekim aÅŸamasında araÅŸtırmacılar, “iyi hissettiren kimyasallar” diye bilinen dopamin ve noradrenalinde artış gözlemlendiÄŸini söylüyor.

Bu süreçte serotonin hormonunda ise düşüş gözlemlendiÄŸi belirtiliyor. Serotonin seviyesindeki düşüş de genellikle obsesif zihinsel durumlarla iliÅŸkilendiriliyor.

Vurulmanın ardından, bu çerçevedeki üçüncü ve son aÅŸama geliyor: BaÄŸlanma. Bu aÅŸamada bireyler, uyarılma durumundan, sakinlik ve rahatlık durumuna geçiyor. Langeslag’e göre bu, iÅŸ stresini kanepede dinlenerek atmaya benzetiyor.

“Romantik aÅŸk” nasıl anlaşılır?

Uzmanlara göre bağlanma, aşk türlerinde muhtemelen en yaygın olanı. Ama aynı zamanda arkadaşlık gibi farklı ilişki türlerinde de deneyimleniyor. Sevgi dolu bir arkadaşlık ve romantik aşkı ayırt etmenizi sağlayacak şeyse bu üç biçimin bir araya gelmesi.

Yani bir kişiyi arzuluyor, ona karşı çekim hissediyor ve onun yanında rahat, güvende hissediyorsanız bu, romantik aşkı deneyimlediğiniz anlamına geliyor.

Davranışsal sinirbilimci Profesör Zoe Donaldson, “KurduÄŸumuz birçok farklı baÄŸ türüyle romantik aÅŸk arasında net bir çizgi olup olmadığını bilmiyorum. Ancak biriyle cinsel yakınlık kurma arzusu, kesinlikle bir faktördür” ifadelerini kullanıyor.

Ä°lginizi Çekebilir:   Günlük Hayatımızda Bipolar Bozukluk

Yine de uzmanlar, aÅŸkın bu kadar basit ve net kurallardan oluÅŸmadığını aktarıyor. ÖrneÄŸin Langeslag’e göre insanlar aşık olduklarında genellikle cinsel istek duyuyor. Ama bu isteÄŸi aşık olmadan da duymak mümkün.

Langeslag bir araştırmasında, sevginin beyindeki karmaşık işaretlerini bulmak için nöro-tarama teknolojisini kullanmıştı. Bilim insanı o araştırmada elde ettiği bulguları şöyle açıkladı:

Farklı aşk biçimlerinin beyinde farklı sinirsel imzaları vardır. Bu formların her birinde hissediyor, düşünüyor ve hareket ediyorsunuz. Yani beyninizin tümü bu üç sürece dahil oluyor ama biraz farklı şekillerde. Ve henüz bu farklılıkların ne olduğunu bilmiyoruz.

Herkes baÄŸlanabilir mi?

Davranışsal nörobiyolog Profesör Steven Phelps, “Hepimiz baÄŸlanma yetisine sahibiz” diyor ve ekliyor:

İnsanlar, güvenli ve güvensiz bağlanma gibi farklı bağlanma tarzlarına sahiptir. Nevrotiklik gibi kişilik özelliklerinin boyutları da bağlanma tarzlarıyla eşleşir.

Bilim insanları, bir partnerin diÄŸerinden daha fazla aşık olduÄŸunu bildirdiÄŸi iliÅŸkilerde hormonların da devreye girdiÄŸini keÅŸfetmiÅŸti. 2017’de araÅŸtırmacılar, iliÅŸkilerine daha fazla yatırım yapan partnerlerin tükürüğünde daha yüksek seviyede oksitosin bulmuÅŸtu. Ä°liÅŸkiye daha az yatırım yapan partnerlerde ise oksitosin seviyesi daha azdı.

Diğer yandan psikologlara göre bireylerin kişilik özellikleri de devreye giriyor. Psikolog Profesör Saeideh Heshmati, nevrotiklik düzeyi yüksek bireylerin daha kısa ilişkiler kurduğunu bildiriyor. Ancak nevrotikliğin ve uyumluluğun, bireylerin sevgiye dair farkındalığını artırabileceğini ekliyor.

Hayvanlar aşık olur mu?

İnsanlar sosyal açıdan tek eşli. Yani uzun süreli romantik ilişkiler kuruyor. Ancak ömür boyu çiftleşebilen bazı çayır farelerinin aksine, ömürlerini nadiren tek bir cinsel partnerle geçiriyor.

Bu örnekten de anlaşılacağı üzere tek eşli birçok hayvan mevcut. Profesör Steven Phelps, şöyle açıklıyor:

Partnerlerine bağlı kalan birçok tür var. Kır farelerinden zehirli kurbağalara ve hatta çiklitgiller gibi balık türlerine kadar bir dizi hayvan tek eşli. Ve bu davranışı sergileyen daha fazla hayvanı incelemek gerek.

Tek eÅŸli baÄŸlanmayla aÅŸk dolu bir iliÅŸkiyi sürdürme arasındaki farksa incelikli. Ve türler arasında o kadar yaygın da deÄŸil. “BaÄŸlanma, birçok türde biyolojik bir süreçtir” diyen Phelps, şöyle devam ediyor:

Bu biyolojik süreç, partnerini neşelendirme ve ona acı vermekten kaçınma eylemlerini içerir. Bence bizde farklı olan şey, o kişinin kim olduğuna, neyin acı, netin mutluluk vereceğine dair incelikli bir fikir edinebilme kabiliyeti.

Bir cevap yazın